Bugün Tam 1 Ay oldu!


Şubat ayında İngiltere’deydim ve döndüğümden beri bir ay olmuş bile.

Benim için çok zor bir aydı. Depremden 3 gün önce gitmiştim ve sadece o 3 gün heyecanlarım ve hayallerimle şehri yaşama imkânım oldu. Sonrasında geçen günler daha çok mecburiyet doluydu. Planlanmış toplantılar, kültürü anlamak için hazırlanmış yapılacaklar listesi ve yeni insanlar. Çok not aldım, uzun bir yapılacaklar listesi ile döndüm.

Gidiş sebebim şirket kurmak ürün ve hizmet ihracatımızı büyütmekti. İki yıldır yaptığımız pazar araştırmaları sonucunda kendi güçlü yönlerimize ve ihtiyaçlarımıza göre ilk hedef İngiltere olmuştu. Birçok notum var ve yıl sonuna kadar tüm araştırmalarıma göre edindiğim konu başlıkları için bir yazı dizisi ve belki de sonrasında vakit yaratabilirsem video serisi ile bu bilgileri sizinle paylaşacağım. Bu notlarımı tekrar gözden geçirip üstüne ekleme yapmam gerekenler de var tabii.

Farklı platformlardan İngiltere hakkında ne öğrenmek istersiniz diye sormuştum, gelen masajlara göre de aşağıdaki listeyi hazırladım yeni başlıklar da eklemeye devam ediyorum.

·     Demokrasi, Monarşi ve Cumhuriyet

·     Brexit nedir? İş hayatına etkisi neler olmuştur?

·     İngiltere’de vatandaşlık ve oturum izni için prosedür

·     İngiltere’de sağlık sektörü

·     İngiltere’de eğitim sektörü

·     İngiltere’de tekstil sektörü

·     İngiltere’de gıda sektörü

·     İngiltere’de turizm sektörü

·     İngiltere’de inşaat sektörü

·     İngiltere’de kurumsal hayat

·     İngiltere’de start-up olmak

·     İngiltere’de şirket kurmak, devlet destekleri ve hibeler

·     İngiltere’de e – ticaret

·     İngiltere’de sosyal yaşam

Bu başlıkların altını nitelikli bir şekilde doldurabilmek için notlarımı iyi çıkarmaya çalışıyorum. Umarım bu ay sonuna kadar sizlerle paylaşacağım ilk içerik bu çerçevede merak ettikleriniz için bir giriş oluşturur.

Ancak bu bir aylık süreç sonrası geri dönüp baktığımda dile getirmek istediğim bir husus var. Ülkemizin son 20 yılı sonunda geldiğimiz noktada beni huzursuz ve mutsuz eden çok fazla konu var. Bunların sebepleri sonucunda da çok fazla kişi ve kurum maalesef vatanında yüreğini, sevdiklerini bırakarak başka diyarlarda, kültürlerde kendine yeni bir dünya yaratmak için çabalar oldu. Önümüzde çok önemli bir seçim var ve sonrasında sonuç ne olursa olsun 15 Mayıs sabahı uyandığımızda bizi neler bekliyor olacak kestirmek adeta imkânsız. Siyasiler ve ekonomistler birçok farklı senaryo ile karşımızda. Ülkemiz için en iyisinin olmasını umut etmekten ve en iyi bildiğim şey olan kendi işimi yapmaktan başka elimde sadece Atatürk ilke ve inkılaplarına göre yaşadığım hayatımda bir oy hakkım olduğunu biliyorum ve bunu yerine getireceğim.

Uzun lafın kısası şunu söylemek istiyorum gitmek kolay olan, kalmak zor olan gibi görülüyor ve gidenlere sen gittin tabi konuşması kolay deniyor ya; işte orada kocaman bir boşluk var. Ne konuştuğunu bilmeyen, düşünmeden konuşan çok insan var maalesef nereye giderseniz gidin. Bu insanlar dünyanın her yerinde ve ben onlardan uzak durmayı tercih edenlerdenim. Ben bu deprem sürecinde anladım ki güzel olanla yaşamak, ruhunun olduğu yerde güzel olan olmadığında seni derinden yaralamaya devam ediyor. Birçok Türk’ün de maalesef başka ülkelerde olsalar da sevdikleri doğdukları ve büyüdükleri yerde kaldıysa, güzel anıları vatanında birikmişse üstüne yenilerini koysa da yüreği orada atmaya devam ediyor. O yüzden verilen gitme kararları pek de kolay verilmiyor.

Gidenlerin geri döndüğü ve bizlerin de yurtdışındaki başarılarımızı ülkemize sığdıramadığımız için sınırları aştığımız, mecburiyetten değil gerçekten daha iyiyi ve güzeli daha çok elde etme isteğiyle çalıştığımız zamanları görmeyi diliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir